Ne yolculukmuş bu 2 ay sürdü! Yolculuk dönüşü tatilin Ankara'da devam etmesi üzerine ramazanın gelmesi derken bizim bir haftalık tatil etti iki aylık yokluk... Üstelik ramazan ayı yemek bloglarının hareketlendiği bir süre olması bile bana etki etmedi :) Neyse geldik ya buna da şükür.. Üstelik ben arada boş durmadım reçeller yaptım, tarifler denedim üstelik gezileri fotoğrafladım ki bloguma ekleyebileyim. Bayramda da eşimin memleketi olan Gaziantep'e gittik onun fotoğrafları da yolda ama önce yaz tatilimin fotoğrafları var.
Bu sene Kaş-Kalkan taraflarındaydık. Oraları çok sevdik. Antalya'yı sevip de sıcağı ve kalabalığından bunaldıysanız size göre.. Farklı doğası ve turist yapısıyla çok kaliteli bir tatil yöresi. Orhan Veli diyor ya "Gemliğe doğru denizi göreceksin, şaşırma" işte siz de Kalkan yolunda tepeyi aşınca denizi göreceksiniz. Üstelik begonvillerle donanmış beyaz evler karşılayacak sizi.. Evlerle doldurularak harap edilmiş doğayı görüp içiniz acıyacak sonra. Sizden önce oraları keşfedip de çoktan havuzlu villalara sahip olmuş İngilizlerin sayısının çokluğuna şaşıracaksınız belki de. ama yine de çok seveceksiniz bence Kalkan'ı. Ben doyamadım ne Kaş'a ne Kalkan'a. Zaten hep böyle kasabaları sevmişimdir tatillerde büyük oteller yerine. Kaldığımız dört günde hep karar vermeye çalıştım Kaş mı güzel Kalkan mı diye, sanki tercih yapma zorunluluğum varmış gibi :) Zaten ikisinin arası yarım saat, istediğin zaman istediğin yerdesin.. Kalkan için kalacak yer ararken liman yerine Kalamar koyunu seçin derim, püfür püfür esiyor çok keyifli...
Kalkan 'dan başlayalım anlatmaya...
Kalkan' ın birbirinden güzel sokakları ve evleri....
Yamaçta yer aldığı için her yer yokuş, biraz yorucu olabiliyor ama her yerin manzarası güzel ve evler çok zevkli olduğu için yorgunluğunuzu unutuyorsunuz...
Duvardaki objelere bayıldım, o balkonda keyif yapılmaz mı!
Çarşısı ve renk renk bez fenerler...
Kalkan restaurant yönünden çok zengin bir yer.. Limandaki cafe ve restaurantlar çok kaliteli, çalışanları çok deneyimli, yemekler çok lezzetli ama bir o kadar da pahalı... Üstelik yemek saatinde rezervasyonsuz gittiğinizde yer bulamıyorsunuz... Her yer İngiliz!
Patlıcanı çok seven biri tarafından açılmış çok güzel bir yer Aubergine ...Özellikle et yemekleriyle çok ünlüymüş.. Ama biz balık yedik denizdeyiz diye :) Aklım et yemeklerinde kaldı....
Yemekten sonra masadan kalkın rahat koltuklarına geçin ve birşeyler için sokakta eğlenen insanları izleyerek ve müzik dinleyerek...
Sabah Kaş' a doğru yola çıkıyoruz.. Virajı dönerken müthiş bir deniz karşılıyor sizi... Tabi önce bu manzarayı görmek için yol kenarında park etmiş araçlar. Ünlü Kaputaş plajı.. Rengiyle ve dalgarının sesiyle çağırıyor sizi.. Dayanamayıp iniyorsunuz 200 e yakın merdivene adırmadan... Suyu çok güzel, serin ve çok temiz.. Mutlaka uğramanız gereken bir yer...
Yarın:Kaş